Yeşil binalar proje aşamasından inşaat sonuna kadar özel uzmanlıklar gerektiriyor. Bina sektöründe ayrı uzmanlık alanları gerektiren yeşil binalar teşvik edildikleri ülkelerde nitelikli uzman istihdamını öznemli oranda arttırıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, çevre dostu yeni binaların inşası için 2030'a kadar 6,5 milyon istihdam yaratılması bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda enerjinin ardından yeşil istihdam en hızlı büyüyen ikinci sektör olacak.
Bu ihtiyaç, iklim değişikliği nedeniyle alınması gereken tedbirler, enerji fiyatlarının artması, su sıkıntısı, aşırı hava koşulları gibi bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlardan kaynaklanıyor. Bu sorunlar yeşil binalar hareketini gündeme getiriyor.
Mimarlar, mühendisler, inşaat firmaları mümkün olduğunca az enerji tüketen, kendi enerji ihtiyacını karşılayan, geri dönüşümlü su kullanan ve klima veya merkezi ısıtma sistemi olmadan kendisini serinleten ve ısıtan binalar inşa etmeye çalışıyor. Yeni teknolojiler kullanılarak eski binalar çevre dostu hale getiriliyor.
2000'de ABD'de 41 bina bu şekilde inşa edildi. Geçen yıl ise bu rakam 65 bini aşmıştı. Dünyanın başka bölgelerinde de benzer gelişmeler var ve bu eğilimin devam etmesi bekleniyor.
İklim Değişikliği İle Uyum ve Mücadele İçin Yeşil Binaların Teşviki Gerekiyor
Dünya Yeşil Bina Konseyi başkanı Terri Wills, Paris Sözleşmesi gereği hükümetlerin küresel ısınmayı 2 derecede sınırlamayı vaat ettiğini söylüyor. "Enerji ile bağlantılı sera gazı salınımının yüzde 38'i binalardan geliyor. Binalarımızın inşaatı ve işleyişi daha yeşil hale gelmediği takdirde 2 derece hedefi tutturulamaz. Bu sorunu aşmak için gereken çözümler inşaat sektörünü daha ilgi çekici bir hale getiriyor.” Benzer konuşmalar
Greenbuild Expo and Conference Atlanta 2019’da da sıkça yapıldı.
Dünya Yeşil Bina Konseyi Londra'daki merkez binası gelecekte ev ve ofislerde standart hale gelebilecek özeliklerle dolu. Burada çoğu geri dönüşümle elde edilmiş yapı malzemeleri veya sertifikalı ahşap gibi doğal kaynaklardan elde edilmiş malzeme kullanılmış. Aydınlatmalar pencerelerden giren gün ışığı miktarına göre ayarlanırken, banyo ve lavabolarda kullanılan su güneş enerjisi ile ısıtılıyor.
Bina ile ilgili yenilikçi teknolojilerin sayısı 2000 civarında olurken, tüm bu yeni teknolojiler yeni uzmanlık alanları yaratıyor; yenilenebilir enerji sistemlerini bilen yeni teknisyenlere, karbon emisyonu yaratmayacak binalar tasarlayan mimarlara, toplu taşıma bağlantılarını en etkili şekilde planlayacak şehir planlamacılara vb ihtiyaç artıyor. İşte bu ihtiyaç önümüzdeki 10 yıl içinde 6,5 milyon yeni istihdam yaratacak.