Projelerimizde yağmur suyu toplama sistemi değerlendirilirken en sık karşılaştığımız argümanlardan biri: “Yeşil alan sulaması yaptığımız dönemlerde yağmur yağmıyor, yağmur yağdığı zaman da sulama ihtiyacı olmuyor. Yağmur suyu toplama sistemi mantıklı bir yatırım değil.” Evet, sadece bu açıdan baktığımızda bu argüman çoğunlukla doğru oluyor. Fakat, yağmur suyu yönetimi sadece bir açıdan değerlendirilecek kadar yüzeysel bir konu değil.
Yağmur suyu toplama sisteminin fizibilitesini değerlendirirken yağmur suyunun bir atık su değil, aksine bir doğal kaynak olduğunu düşünerek konuya yaklaşmak lazım. Nüfus artışına bağlı olarak kentleşmenin olağanüstü hızlı ve çok da planlı ilerlemediği bugünlerde yağmur suyunun özellikle kent alanları için doğru yönetildiğinde bir kaynak, yönetilmediğinde ise bir afet haline geldiğini görüyoruz.
Özellikle yüksek yapılaşma nedeniyle toprak örtüsü azalmış, geçirimsiz yüzeylerin fazla olduğu kentsel alanlarda yağmur suyunun doğal ortamında olduğu gibi yer altında sızması (infiltrasyonu) engellenmiş oluyor. Yapılaşma olmadan önce toprak altına sızan ve yer altı su kaynaklarını (akiferleri) besleyen yağmur suyu, yapılaşma olduktan sonra yüzey akışı oluşturarak kanalizasyon sistemine veya yakındaki nehir ve denizlere karışıyor. Yağış olaylarının bugünlerde olduğu gibi normal seyrinin üzerinde olduğu zamanlarda da sel ve taşkınlara neden oluyor.
Yağmur suyu yönetimini kentlerde zorunlu kılan iki neden var:
Kentleşme nedeniyle geçirimsiz yüzeylerin artması, yağmur suyunun toprakla temasının engellenmesi ve buna bağlı olarak yer altı su seviyelerinin azalması.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle aşırı yağış olaylarının yaşanmaya devam edecek olması.
Bu iki neden yağmur suyunu belediyeler için yönetilmesi gereken bir ‘olgu’ haline getirdi. Bu ‘olgu’ bir kaynak da olabilir, bir afet de olabilir. Bakış açımıza bağlı.
Yağmur suyu yönetimi iki açıdan önemlidir:
Birincisi, tıpkı güneş enerjisi veya rüzgar enerjisi gibi doğal bir kaynak olan yağmur suyu yeniden kullanılabilir bir su kaynağıdır. Binaların çatılarından ve kaldırımlar, yollar gibi sert zeminlerden toplanan yağmur suyu uygun şekilde arıtıldıktan sonra
bahçe sulamada
tuvalet rezervuarlarında
araba yıkamada
işlem (proses) suyu olarak üretim tesislerinde ve ticari binalarda
tarımsal sulamada kullanılabilir.
Kullanılacağı amaca yönelik olarak ve suyun kirlilik derecesine uygun arıtma işlemine tabi tutulması gerektiği unutulmamalıdır.
İkincisi ise aşırı yağış olaylarında kanalizasyon sistemi üzerindeki yükü hafifletmek ve sel baskınlarının önüne geçmek için yağmur suyunu toplamak önemlidir. Yağmur suyu binaların depolarında veya kent içinde yapılan sarnıçlarda alıkonularak şebekeye daha yavaş ve zamana yayılmış olarak verilir. Bunun güzel örneklerinden bir tanesini Barselona şehrinde görüyoruz.
Şehir geneline dağıtılmış olan toplam 477.020 m3’lük 15 sarnıçta toplanan yağmur suyu şiddetli yağışın ardından (genellikle 20-30 dakika sonra) kontrollü bir şekilde yağmur suyu şebekesine veriliyor.
Bina çatılarından, yollardan ve diğer geçirimsiz sert zeminlerden toplanan yağmur suyunun şebeke yerine yağmur bahçesi adı verilen özel peyzaj yapılarına aktarıldığı ve zamanla toprağa sızmasının sağlandığı uygulamalar da oldukça yaygındır.
Ülkemizde de yağmur suyu kullanımına ilişkin belediyelerin başarılı projeleri bulunmaktadır. Zonguldak Çaycuma Belediyesi oturum alanı 200 m2’nin üzerinde olan yeni binalarda yağmur suyu toplama sistemini zorunlu hale getirdi. Yağmur suyu toplama sistemi olmayan binalara ruhsat verilmeyecek. Belediyenin 1.5 yıl önce başlattığı diğer bir teşvik ise su tüketiminin %20’sini yağmur suyundan karşılayan binalara şebeke suyunun %30 indirimli verilmesi oldu. Bu teşvik de halen devam ediyor. Benzer şekilde Ankara Büyükşehir Belediyesi de kuraklıkla ve sel tehlikesiyle mücadele etmek için kentteki rekreasyon ve park alanlarında yağmur suyu toplama sistemi kuracağını açıkladı.
Özellikle aşırı yağışların görüldüğü illerde tüm binalarda yağmur suyu toplama sisteminin kurulması devlet tarafından teşvik edilirse bunun en büyük etkisi şehirlerdeki sel olaylarının azalması olarak ortaya çıkacaktır. Toplanan yağmur suyuyla yapılan su tasarrufu ise miktarı ne olursa olsun kazancımız olacaktır.
Yağmur suyu bir kaynaktır. Onu afet haline getiren yanlış uygulamalarımızdır.
.
.
.
Mutfağınızdaki 20 lt’lik damacanayı sokağa boşaltır mısınız? Bir sonraki yağmurda evinizin yağmur oluğundan akan suya bakarken bunu bir düşünün.
Comments